KORONAVİRÜS SALGINI İNTERNET KAFELERİ NASIL ETKİLEDİ?

Ankara esnafının sorunlarının konuşulduğu tek program olan Esnaf İşi’nin yeni konuğu, Ankara İnternet Kafeciler Esnaf Odası Başkanı Önder Kaplan…

Kanal Ankara’dan Rümeysa Teksan’ın sorularını yanıtlayan Kaplan, Koronavirüs salgınında kapalı kapan, normalleşmeyle birlikte Temmuz ayında yeniden açılan internet kafelerin durumunu değerlendirdi. 

Kaplan’ın açıklamaları şöyle: 

Koronavirüs salgını internet kafeleri nasıl etkiledi? 

Umuma açık istirahat ve eğlence yerleri ile birlikte internet kafelerimiz de kapandı. Ama açılmamız biraz sancılı oldu. Bizi bir dönem unuttular. Devletimiz sağ olsun, bizim biraz daha kapalı olmamızı istedi. Normal esnaf kitlesinden bir ay sonra açıldık, yaklaşık 4-4,5 ay süresince kapalıydık. 

Bu dönem esnafımız için zorlu bir süreçti. Devletimiz sağ olsun, belli kredi desteklerini esnafımıza yansıttı. Fakat, bizim sektörümüz krediyle yürüyecek bir sektör değil. Bizim daha çok hizmet alanında ekipmanlarımız biraz kıymetli. Bir berberin makası var, bir lokantacının kepçesi var, bir taksicinin direksiyonu var bizim de bilgisayarlarımız var. 

YÜKSEK MALİYETLER ESNAFI ZOR DURUMA SOKUYOR

Bugün internet kafe açmanın minimum maliyeti yaklaşık, döviz olarak 300-500 bin dolar civarı para tutuyor. Bu malzemelerin %99’unu da yurt dışından alma zorunluluğumuz var. Aynı zamanda, döviz kurlarındaki dengesizlik, özellikle son bir haftadır yaşanan dengesizlik bizim işlerimize sert bir sekte vurdu. İnternet kafe işleten, playstatıon kafe işleten arkadaşlarımız bu durumdan muzdaripler. Bütün sektörlerde olduğu gibi, internet kafe ve playstation işletmecileri de müşteri bulmakta zorlandığı için olumsuz yansıdı. 

Ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneği gibi desteklerden faydalanabildiniz mi? Bu süreçte faydalanabildiğiniz ya da faydalanamadığınız destekler nelerdir?

İş yeri sahipleri hiçbir şey alamadı. Ama işveren olarak düşünürseniz, işveren olarak sigortalı işçilerimiz için son derece doğru ve olumlu destekler oldu. Kapalı olduğumuz süredeki kiralarımız hâlâ muallak. Bunlarla ilgili bir düzenleme ve yasa tasarısı bekliyoruz. Ne iş yerlerimizin mal sahipleri devletten güçlü, ne de biz kiracı olarak devletten güçlüyüz. 

Açılmayla birlikte neler oldu? Ne gibi önlemler aldınız ya da sizden hangi önlemleri almanız istendi?

Önlemlerin hepsini alıyoruz.  Açılacağımız güne kadar o kadar heyecanlıydık ki, açıldığımız gün pembe bir dünya bekliyorduk ama gri Ankara ile uyandık. Beklediğimiz müşteri düzeyini yakalayamadık. Açıldığımız ilk gün itibariyle dezenfekte tedbirlerini aldık, maskemiz… Oda olarak bütün üyelerimize dezenfekte hizmetini verdik, maskelerimizi dağıttık. Sosyal mesafe kuralına uyacağımız şekilde kafelerimizi düzenledik, ateş ölçellerimizi aldık ve müşterilerimizi bekledik. Yalnız o hafta korkunç bir haftaydı. Ticari olarak hayal kırıklığıyla tamamladık. Ondan sonraki haftalarda biraz daha düzelme oldu.  Şu an normalde yaptığımız ciroyu %100 olarak nitelendirirsek, yaklaşık %20-‘%25’ini yapabiliyoruz. Bu da maliyetlerimizi kurtarmıyor. Ben 6 personelle çalışırken, sayıyı 4’e düşürmek zorunda kaldım. 

Bu zor dönemi atlatmak açısından beklentileriniz nelerdir? Destek ya da düzenleme anlamında… 

Bir kere okullar ne zaman açılacak muallağını çözmemiz gerekiyor. Okulların açılması ya da kapalı kalmasıyla birlikte, bazı işletmeler ya kalacak ya da kapatacak. Bu pandemi sürecinde kapalı olduğumuz dönemde insanlarımız o kadar sıkıntı çekti ki, çıktı bulamadılar. Gerekli belgeleri indirip gerekli yerlere götüremediler. 

"İNTERNET KAFELER; GAZİNO, BAR, PAVYON GİBİ İŞLETMELERLE AYNI KEFEYE KONDU"

Televizyona çıkıp doçent, profesör, doktor… O kitleye seslenmek istiyorum. Benim gözümde güvenilirliklerini yitirdiler.  Bir bilim kurulu var. Bilim kurulu der ki, ‘Türkiye’deki yapı bu şekilde olmalı.’ Sağlık, sistem ve işleyişiyle ilgili; işletmelerin açılması, kapanması ve alınacak tedbirleri kararlaştırması gerekiyor. 

Bilim kurulundaki arkadaşlara seslenmek istiyorum. Doçentlik tezlerinizi internet kafelerde verdiniz. Türkiye’deki bütün işletmeler açıkken; neden internet kafeleri gazinolarla, pavyonlarla, barlarla bir araya koyup o kefede değerlendirdiler? Anlamış değilim. Bilginin en üst düzeyde erişilebilir olarak gördüğümüz internet kafeler; gazino, bar, pavyon gibi işletmelerle aynı kefeye kondu. Bu bizi çok üzdü. 

Online eğitim konuşuluyor… 21 Eylül’de okulların açılacağı söyleniyor, 31 Ağustos’tan 21 Eylül’e kadar da online eğitim olacak. Hâl böyleyken ve Türkiye’de herkesin evinde internet, bilgisayar olmadığını düşünürsek bu sizin açınızdan nasıl bir etki yaratır?

Biz oda olarak devletimize o kadar çok proje hazırladık ki… Bir; her internet kafe bağlı bulundupu bölgedeki Milli Eğitim okulunun internet sınıfıdır. Bu proje çok güzel bir projeydi, 15 sene önceki proje… Okullarda, evlerde bilgisayar yok. Bizlerde vardı. Buraları kullanalım dedik, ücret de istemedik. Proje yapalım, çocuklarımıza ‘biz de varız’ diyelim dedik. Okuldan dışarı çıkmanın doğru olmayacağı kanısına varılarak proje iptal edildi. 

Bizim şu anki internet kafe modelimiz; 90’lı 2000’li yıllardaki internet kafe modeli değil. Kanun yapıcılarımız ve yöneticilerimizin gelip bu mekanlarda o havayı koklamaları gerekiyor. Artık internet kafe diye bir model de kalmadı, daha çok E-spor’a dönüştü. Yeni nesil internet kafeleri gelip görsünler bir kere. Ailelere sesleniyorum; çocuklarınız internet kafeye gidiyor, bir kere çocuğunuzla orada bir saat geçirdiniz mi? Geçirdilerse ben teşekkür ediyorum, geçirmedilerse de geçirmelerini tavsiye ediyorum. 

Desteklerden bahsettik, yerel yönetimlerden bir destek gördünüz mü? Kapalıyken ya da açıldıktan sonra…

Ankara Büyükşehir Belediyemiz, özelikle Cumhurbaşkanlığımız ve ilçe belediyeleri gereğinden çok çok fazlasını yaptılar. Belediyelerde, pandemiyle ilgili donanımlı bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Belediyeler esnafa çok doğru, çok güzel destek verdiler. 


Yorum Gönder

Yorumlar