CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, ana stratejilerinin
her kesime ulaşmak olduğunu belirterek, "Dertler aynı. Aynı yoksulluktan
etkileniyoruz. Eğitim sorunları onun için de aynı, bizim için de aynı. Yani
hepimiz aynıyız" dedi.
Göreve geldiği günden itibaren özellikle kırsal kesimlere
yönelik çalışmalar yaptıklarını dile getiren Başkan Ali Hikmet Akıllı, kısa
vadede ana hedeflerinden birinin Ankara'da yüzde 34 oy alan Cumhuriyet Halk
Partisi'ni daha çok görünür kılmak olduğunu söyledi. Kentte ayak basmadık yer
bırakmamayı hedeflediklerini ifade eden Başkan Akıllı, her kesime ulaşmak için
çalıştıklarını kaydetti.
Başkan Akıllı, "Dertler aynı. Yani hepimiz aynıyız,
aynı yoksulluktan etkileniyoruz. Eğitim sorunları onun için de aynı, bizim için
de aynı. Sosyal problemlerimiz, çevre kent sorunlarımız aynı. İnançlarımız aynı
olmasa da aslında aynıyız. Sadece bazı meselelere farklı bakıyoruz. Ülkemiz
sorunlarını nasıl çözüleceği konusundaki düşüncelerimiz farklı olabilir ama
aslında aynıyız. İnsanlara bunu anlatmak. Dolayısı ile Cumhuriyet Halk
Partisi'ne karşı buralarda önyargıları kırmak istiyoruz. Hemen her yerde
herkesin oyunu cebinize koyamazsınız" ifadelerine yer verdi.
Ana stratejilerinin özellikle yoksul kesimi anlayarak, o
insanı yargılamak yerine onu anlamak, ona güven vermek ve onun geleceği için
daha iyi şeyler yapabileceklerine ikna etmek için çalıştıklarını söyleyen
Başkan Akıllı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Yoksul bir insanın akşam eve nasıl ekmek götüreceğini
düşünen bir insan için küçücük bir yardımın ne kadar kıymetli olduğunu
görüyoruz. O kadar değerli ki. Bizim burada yapmamız gereken o insanı
yargılamak yerine onu anlamak, ona güven vermek ve onun geleceği için daha iyi
şeyler yapabileceğimize onu ikna etmek. Bu nedenle hiçbir ön yargı olmaksızın
inancı, giyim tarzı, yaşam biçimi ne olur ise olsun her seçmene önce kendimizi
göstermek. Sonra tanıtmak, sonra onu anlamak, onun üzerinden bir çözüm aramak
ve bu çözümü onlarla paylaşmak. Tabi bu uzun bir süre alacak ama ana
stratejimiz bu." dedi.
YENİ NESİL MEVCUT POLİTİK SİSTEME KARŞI BİR İNANÇSIZLIK
BESLİYOR
Gençlerin beklentilerine de değinen Başkan Akıllı, 'Z
kuşağı' olarak adlandırılan yeni kuşağın mevcut politik sisteme karşı
inançsızlık beslediğine işaret ederek, "Yeni neslin politikaya dair ne
anladığı, görüşleri bizden farklı. Algılarımız değişiyor. İnsanların beklentileri
değişiyor. İş yapma biçimleri değişiyor. Bu nedenle ben bugün ki gençliğe çok
apolitik demeyeceğim. Evet, bizim anladığımız anlamda politika ile doğrudan
ilgili değiller. Ama şunun farkında gençlik; politika onların yaşamlarını
doğrudan etkiliyor. Karar verme süreçleri ile yakından ilgililer. Ama bu kuşak
mevcut politik sisteme karşı bir inançsızlık besliyor. Güvenmiyor. Mevcut
sistemin kendi ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu
düşünüyor" dedi.
GENÇLER KENDİNİ MEVCUT SİYASİ PARTİLERDE İFADE EDEMİYOR
Son yapılan anketlerde protesto oyu kullanacağını beyan eden
seçmenlerin olduğuna dikkat çeken Başkan Akıllı, şöyle konuştu:
"Son günlerde yapılan bazı anketlerde protesto oyu
kullanacağını beyan eden seçmenler var. Okuduğum son ankette yüzde 17'lerde.
Yani bu sistem için tehlikeli bir şey. Biraz geriye dönelim, Fransa'ya bakalım.
Macron' un gelişini hatırlayın. Partisiz bir liderdi Emmanuel Macron. Fransız
seçmeni mevcut siyasi partilerden bıkkınlığını aslında Macron'u seçerek gösterdi.
Yani oradaki parlamenter sistem yarı başkanlık sistemi var. Yani sistemden
kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Kapitalizmin ya da liberalizmin geldiği, insan
ihtiyaçlarına cevap veremediği yaşadığı krizler bunlar.
Ve bu krizler her ülkede farklı sorunlar çıkartıyor. İşte
Amerika'da Donald Trump gibi bir adam seçiliyor. Fransa’da Macron gibi siyasal
sistemden uzaklaşıyor. İngiltere bugüne kadar gelen o birlik görüşünü terk edip
Avrupa birliğinden ayrılıyor ve bizdeki o Z kuşağı olarak adlandırdığımız kuşakta
kendini mevcut siyasi partilerde ifade edemiyor. Ya da mevcut siyasi partilerin
akımları, söylemlerini tatmin edici bulmuyor. Böyle bir farklılık var. O yüzden
bizim söylemlerimize cevap vermiyor. Bizde dolayısı ile alıştığımız politik
ortamın içerisinde onları apolitik olarak nitelendiriyoruz."
"ONLARIN İHTİYAÇLARINA CEVAP VEREBİLECEK POLİTİKLARI
ORTAYA KOYABİLMEK İÇİN KAFAYI YORMALIYIZ"
Gençlerin bıçak kemiğe dayandığı zaman ne kadar politikleştiğini Gezi olaylarında gördüklerini vurgulayan Başkan Akıllı, "Gezi olaylarını hatırlayalım. Üzerinden çok geçmedi. Türkiye’nin her yerindeki gençler sokaktaydı. Bu şu demek yani, genç kuşaklar gerektiğinde ya da artık bıçak kemiğe dayandığında pekala çok ciddi eylemsellikler ortaya koyabilecek kadar politikleşebiliyor. O yüzden bence politikacıların yapması gereken, özellikle 2000’li yıllar doğumlular ve sonrası kuşağı anlamaya çalışmak. Onların bizim gibi olmasını da beklemiyoruz. Elbette biz de onlar gibi olamayabiliriz. ama onları anlamak onların ihtiyaçlarına cevap verebilecek politikaları ortaya koyabilmek için kafayı yormalıyız. Sosyal medya ile bir takım yasal düzenlemeler gündeme geldi. Bunu bir sansür olarak nitelendirirsek, hepimiz akademik olarak tartışmıştık. Bizim politik olarak sansür diye baktığımız artık yaşamın bir parçası. Yani ona müdahale olarak görüyor. Dolayısı ile o bakış açısını bizim anlamamız ve dünyanın ülkenin nereye gittiğine bakarak yeni stratejiler oluşturmamız gerekiyor diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.