“Engelliyorlar” diyerek Mansur Yavaş’ın algı yaratmaya çalıştığını söyleyen Ilıkan, “Engellediğimiz tek şey suya zam yapılıp vatandaşa pahalı su satılmasıydı” dedi.
Mansur Yavaş’ın bir yılını değerlendiren Ilıkan’ın açıklamaları şöyle:
HÂLÂ ADAYMIŞ GİBİ DAVRANIYOR
“Mansur Yavaş, 10 yıldır bu şehre adaydı. Seçimin ardından geçen bir yıl bize gösterdi ki seçimlere hazırlanmış ama 6 milyonluk büyük bir şehri yönetmeye hazırlanmamış. Mansur Bey, yıllar süren adaylık sürecine kendisini o kadar alıştırmış ki hâlâ seçim varmış ve adaymış gibi davranıyor.
VATANDAŞ ‘NEDEN SEÇTİK’ DER
Adayken sorunları konuşur, seçildiğinizde sorumlulukları taşırsınız. Her sorunda sorumluluğu başka yerlere atarsanız, vatandaş ‘İyi de o zaman sizi neden seçtik’ der. 3 seçimdir talip olduğunuz bir makama oturuyorsanız, hiçbir problemi yeni öğrenmiş gibi yapamazsınız. İş yapmaktan çok şikâyet etmekle meşgul. Bu tavrından vazgeçmesi lazım, 4 yıl daha böyle gitmez. Bu şehrin zaman kaybetmek gibi bir lüksü yok.
KENDİ İSMİNİ ÖN PLANA ÇIKARIYOR
Büyükşehir Belediye Başkanı seçimden sonra sokağa hiç çıkmıyor, sahada yok. İnsanlar sizi görsün diye değil, siz problemleri yerinde görün diye orada olmanız lazım. CHP’li Mansur Yavaş, geçmişte hep güçlendirilmiş koltuklardan şikâyetçi olurdu. Bugün kendisi koltuğu bıraktı, sadece kendi ismini ön plana çıkarıyor.
KİŞİSEL BİR REKLAM KAMPANYASI
Milyarlarca bütçesi, on binlerce personeli olan Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları kurumsallıktan çıkıp, kişisel bir reklam kampanyası haline geldi. Şehre kimlik kazandıralım derken insanlara kartvizit kazandırmaya başlanıldı. Seçimlerden önce en çok ulaşım şikâyeti vardı, bakın ulaşıma dair ne yapılmış?
GEÇMİŞ VE BUGÜNDEN ŞİKÂYET VAR
Sokak hayvanları konusu çalıştaydan öteye gitmedi. Şehrin turizmine yönelik konuşmaktan başka ne yapıldı? Şehirde yatırımı destekleyen bir yaklaşım var mı? Büyükşehir Belediyesi’nde geleceğe dair hiçbir şey konuşulmuyor, hep geçmiş ve bugünden şikâyet var. Bu bir yıl şehrin kazanamadığı kayıp bir yıl olarak tarihe geçti.
BU BORÇLANMA İYİ Mİ KÖTÜ MÜ?
Seçimden önce ‘Ankara’nın kaynak problemi yok’ diyen CHP’li Mansur Yavaş, seçilir seçilmez ABB’nin borçlarından yakındı. Siz bir yandan borçlanmadan şikâyet ediyorsunuz ama bugüne kadar da sürekli borçlanma talebinde bulunuyorsunuz. Karar verin, bu borçlanma iyi bir şey mi kötü bir şey mi?
TEŞEKKÜR AFİŞLERİ YAYINLAMIYOR
Borçlanma yetkisi verilmediğinde otobüslere, metrolara şikâyet afişleri asan CHP’li Yavaş, otobüs alımıyla ilgili 60 milyon Euro verildiğinde, itfaiye için 50 milyon TL verildiğinde, şirketlerine yüzlerce milyon sermaye aktarıldığında, kredileri yapılandırma yetkisi aldığında, belediyeye ait mülklerin satış yetkilerini aldığında teşekkür afişleri yayınlamıyor.
YAPILAN HİZMETE KARŞI DEĞİLİZ
Biz MHP olarak yapılan hizmete karşı değiliz. ‘Öz kaynaklarınızı doğru kullanırsanız bunu vatandaşın sırtına borç yükü yüklemeden yapabilirsiniz’ diyoruz. Sürekli ‘Bütçe fazla veriyor, tasarruf ettik’ deniliyor ama bir yandan da sürekli borçlanma isteniyor. Burada bir tezat var.”
‘ENGELLİYORLAR, BİZİ ÇALIŞTIRMIYORLAR’ DİYEREK ALGI YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Ilıkan, son bir yıllık süreçte ‘ABB Meclisi’nde yaşananlar’ ve ‘diğer partilerin tutumu’ konularında yaptığı değerlendirmede özetle şunları söyledi:
“Meclis, belediyenin idaresine asla karışmaz, karışmadı da. Hangi bürokratı atamış, kimle iş yapmış... Bunları zaten ilgili kurumlar denetliyor.
Büyükşehir’in yeni yönetimi 16 aydır görevde. Kararların yüzde 95’ini oy birliğiyle alan bir Meclis, belediyenin çalışmasına ne kadar engel olabilir ki? Bu kentin yolları araçla doluyken yollarını asfaltsız bırakıp ‘Asfalt dökmesek, beton sermesek de olur’ deme lüksüne sahip değilsiniz. Büyükşehir Yasası’nda sizin görevleriniz bellidir, bunlar sizin tercihiniz değildir. Diğer hizmetleri yapıyor olmanız, görevlerinizi yapmanıza engel değildir. Altyapı ile ilgili taleplerin birçoğu biz Meclis üyelerinin talepleridir. Hem talep edip hem de ‘Yapmayın’ deme şansımız var mı? Ama kamuoyunda ‘Engelliyorlar, bizi çalıştırmıyorlar’ diyerek bilinçli ve doğru olmayan bir şekilde algı yaratılmaya çalışılıyor. Engellediğimiz tek şey suya zam yapılıp vatandaşa pahalı su satılmasıydı. Keşke evlere dağıttığı broşürlere bunu da yazsaydı. ‘Ben ısrarla suya zam yapmak istedim, muhalefet engel oldu’ deseydi. Meclis’teki tartışmaların ana nedeni belediye başkanının tahammülsüzlüğü. Eleştiriye tahammülleri yok. Sürekli başkalarını suçlama var. Gelecek geçmişin en güzel telafisidir. Madem geçmişte doğru bir yönetim olmadığını söylüyorsunuz, o halde geleceği inşa etmekle mükellefsiniz. Artık siz çözüm makamındasınız, şikâyet makamı değilsiniz.”
HER DEDİĞİNİZE ‘EVET’ DİYECEKSEK ORTAK AKLA GEREK YOK Kİ
“MHP Grubu olarak her zaman yapıcı olduk. Vatandaşın yararına olacak her işte destek olduk” diyen Ilıkan, yeni dönemde nasıl bir yol izleyecekleri ile ilgili ise şunları söyledi: “Fikirlerimizi Meclis’te beyan edeceğiz. Her dediğinize kayıtsız şartsız ‘Evet’ denilecekse ortak akla gerek yok ki. Biz de konuları değerlendirip; hukuki yönlerine, kamusal faydalarına bakacağız. Bir an evvel yönetimin ortak aklın inşasına çalışması lazım. Bu ortak akıl dediğiniz irade birkaç derneğin çalıştayında vurguladığınız bir kavram olmamalı. Ortak aklın uygulanacağı ilk alan Belediye Meclisi’dir. ‘Ben rozetimi çıkardım’ demekle rozetsiz başkan olunmuyor. Sizin, çalışmalarınızla ve yaklaşımlarınızla toplumun tamamını kucaklamanız gerekirken, siyasi kariyer yapmak uğruna insanları ötekileştiriyorsunuz. Yerelde kutuplaştırmanın zararını herkes görür. Umuyoruz ki bundan sonraki süreç Ankara’nın toparlanma yılı olsun. Bugüne kadar hep kentin menfaatine yönelik siyaset yaptık. Bu şehir bizim her zaman önceliğimiz oldu, olmaya da devam edecek.”