Hürriyet'e konuşan Festival Başkanı İnci Demirkol'la yapılan röportajda "Seyirci gönül rahatlığıyla festivale gelebilir mi" diye soruldu.
Festival nasıl gidiyor?
Ne mutlu bize ki, her şey çok güzel gidiyor. Bilet satışlarımız da bu koşullarda
beklediğimizin üstünde. İlk günümüzde 3 filme ek seans açtık. Seyircimizin bize güvendiğini görmek mutluluk verici. Onlar bizi, biz de onları çok özlemişiz.
Birçok festival iptal olurken ya da online düzenlenirken siz buna direndiniz. Sizi yola devam ettiren şey neydi?
4-14 Haziran tarihleri arasında her türlü planı yapmıştık, festivalimiz hazırdı. Pandemi durumu ortaya çıkınca süresiz olarak erteledik. Festivalimizi yapıp yapmamak konusunda uzun süre kararsız kaldık. Uzun tartışmalar yaptık, uzmanlara danıştık. Bu yıl yapmamanın ulusal yarışmalara katılacak filmlere
haksızlık olacağını düşündük. Çünkü ön jüri filmleri izleyip seçmişti bile. Festivalimizi gelecek yıllara ertelediğimiz zaman bu filmler gösterilmeyecek ve Ankaralılarla belki de hiçbir zaman buluşamayacaklardı. Festivalin sadece film göstermek olmadığını, aslolanın seyirciler, sanatçılar ve öğrenciler arasında kurulan o sıcak ilişki olduğunu düşünüyoruz. Bu yıl bu ilişkiler pandemi nedeniyle sınırlanmış olsa da kurallara uyarak bunu başarabileceğimize inandık.
Peki ne gibi önlemler aldınız? Seyirci gönül rahatlığıyla festivale gelebilir mi?
Kesinlikle. Pandemi konusunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayınladığı tüm önlemleri fazlasıyla aldık. Sözgelimi, sinemaların yüzde 60 kapasiteyle çalışmasını öngörüyorlardı, biz bu oranı yüzde 50’ye düşürdük. Seans sayılarını azalttık ve aralarını açtık. Her film bitiminde gerek Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri, gerek bizim ekiplerimiz tarafından tüm sinema dezenfekte edilmekte. Ayrıca salonların 6 değişik noktasına UV cihazları konarak dezenfeksiyon işlemlerini tamamlıyoruz. Seyircilerimizin oturdukları yerler tek kullanımlık koruyucu kumaşlarla kaplanmakta. Seyircimize de Tip-II tek kullanımlık medikal yüz maskesi dağıtıyoruz. Festivalin yapıldığı Büyülü Fener Sineması da havalandırmalar konusunda çok şanslı ayrıca. Tüm salonlar direkt sokağa, temiz havaya açılmakta ve klimaları da dışardan temiz hava almakta.
Ankara temalı filmlere ödül de veriyorsunuz bu sene...
Evet. Koç Üniversitesi’nin Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile ortaklaşa başlattığımız bir ödül VEKAM Özel Ödülü. Yılın başında ‘Ankara Hikâyesini Bekliyor’ çağrısıyla bir yarışma başlattık. Ankara’da film çekimini özendirmeyi ve kentin görsel belleğini çoğaltmayı amaçlayan bu yarışmaya başvuran filmlerden birine kapanış gecemizde 10 bin TL değerinde ödül vereceğiz. Kazanan film ayrıca, VEKAM Kütüphanesi ve Arşivi’ne girerek akademik araştırmalara da açılacak.
‘Dünya Sineması’ bölümündeki filmler de oldukça heyecan verici. Sinema tarihinden klasikler de dünya festivallerinden ödüllü yeni filmler de var. Seçkileri nasıl hazırladınız?
Filmleri seçerken çok farklı sinema dilerinin olmasına, klasiklerin yanı sıra genç yönetmenleri tanıtmaya da özen gösteriyoruz. Bu yılın programını hazırlarken çok heyecanlandığımızı söyleyebilirim.
Ve son olarak en zor soru: Programdan 3 film tavsiyesi istesek, hangileri olurdu?
Gerçekten çok zor bir soru ama, ‘Buñuel Kaplumbağaların Labirentinde’, ‘Gasmann’ ve ‘Vişegrad Gülümsüyor’ bölümünden bir film derdim.